Peş peşe kadın cinayetleri: “Cezasızlık” algısı büyüyor

 Türkiye neredeyse her gün yeni bir kadına karşı şiddet ve cinayet ile sarsılıyor. Ekonomik kriz, siyasetteki gerilim dili, adalete güven kaybı ve yetersiz önleme politikaları, toplumsal şiddeti tırmandırıyor. Son iki günde en az dört kadın erkek şiddetinin kurbanı oldu.

Kahramanmaraş: Hakan Yılmaz, boşandığı eşi Fatma Görkem ve eski kayınvalidesi Gülistan Görkem’i tabancayla öldürdü; üvey kızı Eda Nur Göksu’yu yaraladı. Dokuz yaşındaki oğlunun yanında intihara kalkışan Yılmaz hastanede öldü.

Kahramanmaraş'ta kadın cinayeti; defalarca uzaklaştırma kararı aldıran tıbbi sekreter eski eşi tarafından öldürüldü!

Çankırı: Temizlik görevlisi İlknur Kertlez, boşandığı S.Y. tarafından sokakta bıçaklanarak öldürüldü. S.Y. kaçıp intihar girişiminde bulundu. Kertlez’in eski eşi hakkında kasten yaralama, tehdit ve hakaretten şikâyetçi olduğu öğrenildi.

Çankırı'da kadın cinayeti: Önce eski eşini öldürdü, sonra kendini yaraladı

Kayseri: Erciyes Üniversitesi öğrencisi Meliha Keskin (39), fakülte girişinde, beş yıl önce boşandığı F.K. tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürüldü. Şüpheli, trafik polislerince silahıyla yakalandı.

Üniversite kampüsünde kadın cinayeti: Eski eşini pompalı tüfekle öldürdü, ''Namusumu temizledim'' diye bağırdı!

Cumhuriyet'in aktardığına göre, TKDF Başkanı Canan Güllü, kadın cinayetlerinin toplumsal güvenlik krizine dönüştüğünü belirterek, “Bu olaylar Türkiye’de kadın cinayetlerinin geldiği vahim boyutu ve şiddetin artık yalnızca kadınları değil, çocukları, aileleri, hatta kamusal alanı da içine alan bir toplumsal güvenlik krizine dönüştüğünü bir kez daha ortaya koyuyor. Cinayetlerin ardından faillerin intihar etmesi, suçun cezasız kalacağına dair bir ‘nihai kontrol’ düşüncesini güçlendiriyor” dedi.