İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması şiddeti arttırdı.
Araştırma raporu, 26 Aralık Perşembe günü siyasi parti temsilcileri, sendika temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen çevrimiçi toplantıda kamuoyu ile paylaşıldı.
Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından Friedrich Ebert Vakfı’nın (FES) katkılarıyla yürütülen “Kadına, Çocuğa ve Hayvana Şiddette Cezasızlık Algısı Araştırma Raporu” yayımlandı.
CATI (Bilgisayar Destekli Telefon ile Anket) yöntemi ile Kasım ayında, Türkiye genelinde gerçekleştirilen ve yüzde 95 güven aralığıyla yüzde 3 hata payını gözeten araştırmada toplamda 1067 kişi ile görüşüldü.
Araştırma raporu, 26 Aralık Perşembe günü siyasi parti temsilcileri, sendika temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen çevrimiçi toplantıda kamuoyu ile paylaşıldı.
Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı Rasim Şişman, gerçekleştirilen sunumda raporun detaylarına ilişkin bilgileri ve görüşlerini paylaştı.
Araştırma sonuçları hakkında değerlendirmelerini paylaşan Şişman, kadınlar, çocuklar ve hayvanların yaşam hakkının ihlal edildiğine dikkat çekerek iktidarın bu konulardaki politikalarını eleştirdi.
Şişman, “Bu bir kâbus tablosu. Türkiye’de sosyal demokrasinin iktidarına her geçen gün daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Tablo günden güne kötüye gidiyor” dedi.
Kadınlar sokakta güvende hissetmiyor
Araştırmaya katılanların yüzde 74.7,'si kadınların sokakta güvende hissetmediğini ifade ediyor. Bununla birlikte yanıtların cinsiyet bazlı dağılımı incelendiğinde ise kadınların sokakta güvende olmadığını savunan kadınların oranı yüzde 83,9 iken bu oran erkeklerde 65,6 oldu.
Bugün sokakta her 4 kadından 3'ünün kendini güvende hissetmemesi tesadüf değildir. Bu, kadını eve hapsetmeye çalışan, çalışma hayatından uzaklaştırmak isteyen, kamusal alanda var olma hakkını elinden alan düzenin bir sonucudur.
Araştırmanın bir diğer çarpıcı sonucu da farklı sosyoekonomik seviyedeki bireylerin neredeyse eşit yüzdelerle kadınların sokakta güvende olmadığını belirtmeleri oldu. Bu sonuç, kadınların güvende hissetmeme sorununun toplumun her kesiminde yankı bulduğunu gösteriyor.
Cezasızlık politikası şiddeti artırıyor
Araştırmaya katılanların yüzde 87.6'sı mevcut cezaları yetersiz bulduğunu ifade etti. Mevcut yasaları yeterli bulanların orası ise yalnızca 10,9 oldu.
Bu tablo, kadına şiddet konusunda kadınların yargıya güvensizliğinin de kanıtıdır.
En önemli üç sorun: Şiddet, Taciz ve Ekonomik Bağımsızlık
Araştırma kadınlara yönelik çözülmesi gereken öncelikli sorunlar konusunda da dikkat çekici sonuçlar sunuyor.
Araştırmaya katılanlar bu sorunları başlıca şiddet, taciz, ekonomik bağımsızlığın olmaması, erken yaşta evlilik, eğitime erişimdeki zorluklar şeklinde sıralıyor.
Sosyal demokrat belediyeler kadınların yanında
Katılımcılar “Siz belediye başkanı olsaydınız kadına yönelik öncelikle hangi sorunu çözerdiniz“ sorusuna da yine şiddet, taciz, ekonomik bağımsızlığın olmaması, iş bulma konusunda zorluk yaşama ve ev işlerinde/çocuk bakımındaki fazla yük olarak yanıt veriyor.
Bu araştırma gösteriyor ki, kadınlar artık can güvenliklerini bile belediyelerden bekliyor. Kadınlar kimin kendilerini ölüme terk ettiğini, kimin yanlarında durduğunu çok iyi biliyor. Bu tablo, sosyal demokrat belediyeciliğin yükselişinin resmidir.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması şiddeti artırdı
Araştırma İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasının kadına şiddeti artırdığı gerçeğini de gözler önüne serdi. Katılımcıların yaklaşık yüzde 50’si son yıllarda giderek artan kadına yönelik şiddet ile İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması arasında doğrudan bir ilişki kurmuştur.
Çocuklar güvende değil
Araştırmamız AKP döneminde çocukların kamusal alandan sistematik olarak dışlandığını çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. Katılımcıların yüzde 81,3’ü çocukların sokakta güvende olmadığını vurguluyor.
Bu veri, iktidarın çocuk hakları konusundaki vahim başarısızlığını gözler önüne seriyor. Çocuk istismarı vakalarının arttığı, faillerin yetersiz cezalarla serbest bırakıldığı, çocuk işçiliğinin yaygınlaştığı bir ülke tablosuyla karşı karşıyayız.
Sosyal demokrat belediyeler bu karanlık tabloya karşı mücadele verse de, merkezi iktidarın çocuk karşıtı politikaları sorunları derinleştiriyor. Türkiye'nin geleceği olan çocuklarımızın haklarını korumak ve geliştirmek için kapsamlı bir sosyal politika reformu artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Çocuk hakları politikasında radikal değişim şart
Araştırmamız toplumun yüzde 85.7'sinin çocuklara yönelik şiddeti engelleyici cezaları yetersiz bulduğunu ortaya koyuyor.
Çocuk hakları ve çocuk koruma politikalarında acil ve radikal bir değişim şarttır.
Şiddet, açlık… Çocuklarımızın geleceği çalınıyor
Araştırmamıza dahil olan katılımcılar çocukların karşılaştığı en önemli sorunları başlıca şiddet, taciz, yetersiz beslenme, aile baskısı, çocuk işçiliği ve eğitimde erişimde zorluk olarak gösteriyor.
Araştırma sonucuna göre toplumun yüzde 67,7'sinin çocuklara yönelik şiddeti temel sorun olarak görmesi, toplumsal çürümenin en acı kanıtıdır. Çocukların karşılaştığı en önemli sorunlar arasında yetersiz beslenmenin gösteriliyor olması araştırmamızın en çarpıcı sonuçlarındandır.
Bugün, okul koridorlarında çocuklar açlıktan bayılıyor. Beslenme çantaları boş, mideler aç, zihinler bulanık. Bu ihmalden de öte bir durum.
Şiddet kültürü sokak hayvanlarını hedef alıyor
Şiddet kültürü, ne yazık ki sokak hayvanlarını da hedef almış durumda. Araştırmamızın ortaya koyduğu rakamlar, insanlık onurunu zedeleyen bir tabloyu gözler önüne seriyor: Sokak hayvanlarının karşılaştığı sorunların başında yüzde 68 ile şiddet, yüzde 42 ile taciz geliyor.
Bu tablo, çağdaş medeniyet değerlerinden kopuşun, şiddeti normalleştiren ve yaşam hakkını hiçe sayan bir anlayışın ürünüdür. Sokak hayvanlarına reva görülen bu muamele, iktidarın doğaya, canlı yaşamına ve kent kültürüne bakışının çarpıcı bir özeti niteliğindedir.
Comments
Post a Comment