Kadın muhalif milletvekilleri, cezaevi gardiyanları tarafından dövüldüğü ve "cinsel tacize" uğradığı iddia edilen kadın mahkum hakkında meclise soru önergesi verdi.

 Gezer, kız kardeşi Asya Gezer'e, mayıs ayında erkek gardiyanların önünde soyulduğu, dövüldüğü, cinsel tacize uğradığı ve tıbbi tedavi olmadan bırakıldığı yastıklı hücreye konulduğunu söyledi. Gezer'e göre hücrenin düzgün bir tuvaleti yoktu ve yerde bir delik açmak için yapılmış. Hücrenin insan dışkısı koktuğunu söyledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) eşbaşkanı ve avukat Eren Keskin daha önce cezaevi gardiyanları hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Kötü muameleye daha fazla dayanamayınca Gezer, çarşaflarla kendini asarak intihara kalkıştı. Ancak girişim başarısız oldu ve düşüp kafasını çarptı. Gardiyanlar kamera gözetimi yardımıyla tüm olayın ortaya çıktığını görebilseler de kimse yardımına gelmedi ve Gezer birkaç saat boyunca başından yaralandı.

Gezer'in kafasındaki kanama ertesi güne kadar devam etti ve revir doktorunun da kendisine kötü davrandığından şikayet etti. Acılara daha fazla dayanamayan Gezer, ailesine mektup yazdı.

Hapishane yetkilileri daha önce yastıklı hücrelerin psikolojik sorunları olan mahkumlar için olduğunu, bu yüzden kendilerine zarar vermeyeceklerini söylemişti. Odalar köpükle kaplı olduğundan, sesi engellediler. Mahkumlar bu odaların son yıllarda işkence için kullanıldığını iddia ettiler.

İzmir'in batısındaki Menemen Cezaevi'nde bulunan bir mahkum, geçen Kasım ayında eşine yastıklı hücrede işkenceye maruz kaldığını söyledi.

Türkiye'deki cezaevlerinde ve tutukevlerinde bugüne kadar araştırılmamış işkence iddiaları yaygın olarak yer alıyor.

Türkiye, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi farklı inceleme ve denetleme mekanizmalarına sahip çeşitli uluslararası sözleşmelere taraftır.Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan bilgilere göre, ülke şu anda 16 BM insan hakları sözleşmesine ve CoE'nin 225 sözleşmesinin 121'ine taraf ve 31 sözleşme daha imzaladı.

Ancak geçmişte Türk hükümeti anayasanın hükümlerini sürekli olarak göz ardı etti ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmedi. Örneğin, Türkiye dört yıldır, Avrupa Konseyi heyetinin 2016 yılında Türkiye'ye bir gerçek bulma ziyareti yaparak Türk ıslahevlerindeki işkence ve kötü muamele iddialarını araştıran bir raporunun yayınlanmasını engelledi

Avrupa İşkence ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezayı Önleme Komitesi (CPT) müfettişleri, hapishanedeki çeşitli kişilerle görüştüler ve hikayelerini ziyaretten sonra derlenen bir rapora kaydettiler.Ancak Türkiye raporun yayınlanmasını veto ettiği için detaylar hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadı. CPT Başkanı Mykola Gnatovskyy 2017 yılında yaptığı açıklamada, "bulguları tartışmak istemesine rağmen" Ankara'nın kararı nedeniyle rapor hakkında yorum yapamadığını belirtti